
Her şeyin son hızda hareket ettiği, seri üretim ve tüketime dayalı günümüzde; yavaş, organik ve sadeye duyulan özlem, 2022 yılında İstanbul’da kurulan çömlek atölyemizin temellerini attı.
“Öze dönüş” ihtiyacıyla çıktığımız bu yolda; doğal ve otantik olanın hatırlatıcısı özgün tasarımlarımızla işlev, dekorasyon ve güzel sanatları günlük yaşam alanlarımızda bir araya getirmeyi arzuluyoruz. Neolitik atalarımızın ortak tarihini bugünün ruhuyla geleceğe taşırken, yarattığımız her parça ile adeta yeniden şekil alıyoruz.
Yaratılan her bir parça; geleneksel çömlekçilik teknikleri kullanılarak, sınırlı ön planlama ve özel el işçiliği ile yavaşça inşa edilir. Yüksek kaliteli ithal stoneware çamur 1200°C ısıda fırınlanarak doğal dokulu ve ham görünüme kavuşur. Her biri kendine özgü ve eşsiz olan bu heykelsi parçalar, çömlekçinin çamurla yaptığı yolculuğun bir karışımıdır.
***
In today’s world based on mass production and consumption where everything moves at full speed; the longing for slow, organic and simple laid the foundations of our pottery studio, founded in Istanbul in 2022.
On this journey we set out with a need to “return to essence”; we desire to combine function, decoration and fine arts through our unique designs, as a reminder of the natural and authentic in our daily living spaces. As we carry into future the collective history of our neolithic ancestors with the spirit of now, we are almost reshaped with every piece we create.
Each piece is slowly built by hand using traditional pottery construction techniques, with limited planning in advance. High quality imported stoneware clay body is fired at 1200°C, giving it a natural texture and raw appearance. Each genuinely unique sculptural piece is a blend of clay and the potter’s journey with it.